Pisagor

 

 

 

Pythagoras 

" İsa'dan önce 520 yılında Güney İtalya'dayız. O zamanlar bu ülkeye Büyük Yunanistan deniliyor. Kroton kentinde yıldızlı, sıcak, sessiz bir gece.... Büyük bir tapınağın taraçasında dokunaklı bir ses konuşuyor. Dinleyenler arasında kendinden geçenler, bayılanlar, letarjiye* tutulanlar var. Kocaman neft lambaları, taraçanın ortasındaki Persephone heykelini aydınlatmaktadır. Öğrenciler uçsuz bucaksız bir mutluluk denizinde yüzüyorlar. Dokunaklı ses usta öğretmen Pisagor'un sesidir. Öğrettiği de şudur; 'Evren bir sayı uyumudur. ' " ( Düşünce Tarihi>Orhan Hançerlioğlu>syf: 66 )

Pisagor'un kişiliği sonraları öylesine efsaneye bürünmüştür ki, bu yüzden hayat ve öğretisi hakkında tam güvenilir , kesin bilgiler edinmek güçtür. Aristoteles bile 'Pythagorasçıların Felsefesi' diyor. 

Pisagor ( MÖ 580-504 yılları arasında ) Samos'ta (Sisam) doğmuş. Genç yaşında Güney İtalya'ya yerleşmiş. Kroton şehrinde gizli bir tarikat kurmuş. 6. yy'da Yunanistan'da yayılmaya başlayan bir dinin, efsanevi şarkıcı Orpheus'un kurduğu Orphik kültürün etkisinde kalmıştır. Ruhun göçtüğüne, doğuşların periyodik olduğuna, bedenden ayrılan bir ruhun insan ve hayvan bedenlerine girdiğine inanma, Trakya Dionysos'una tapan Orphiklerin başlıca özellikleridir.

Musikideki uyum (harmonia) yasalarının sayılarla anlatılabileceğini gördüklerinden ve bütün olayların sayılarla tabii bir yakınlığı olduğunu düşündüklerinden sayı öğelerinin bütün varlıkların da  öğesi olduğu düşüncesine varmışlardır. Yani Pythagorasçılara göre, nesnelerin özü, gerçeği, varlığın ana maddesi (Yu. arkhé ) sayılardır. Onlar sayıyı cisimsel bie şey olarak tasarlarlar.

Eşya duyulur hale gelmiş olan sayılardır. Bilimin amacı her varlığı karşılayan sayıları bulmaktır. Örneğin akıl belli bir sayıdır, ruh belli bir sayıdır, adalet belli bir sayıdır. Kısacası evren bir sayı uyumudur. 

Pythagorasçılık, yarı gizemsel ve yarı dinsel bir öğetidir. Bu öğretiye sayı gizemciliği ve matematik simgecilik de denir. İdealisttir. Soyut niceliği saltıklaştırır. Ayrıca Sokrates öncesi çığırların içinde en uzun sürenidir.