İyonya Okulunun son temsilcisi olan Herakleitos Milet'e uzak olmayan Ephesos'ta ( Efes ) doğmuştur.
Eseri çok güç anlaşılır, karanlık bir üslup ile , özdeyişler biçimindedir. Bu yüzden çağdaşları ona "Karanlık Herakleitos" demişlerdir.
Herakleitos deney dışı felsefenin en büyük düşünürüdür. Günümüzün bir çok bilimsel gerçeklerini, deneysel bilimden yüzyıllar önce kavramıştır.
Heraklit soylu bir ailenin en büyük oğluymuş. Büyük oğula kalan kral rahipliğini küçümseyerek kardeşine bırakmış. Yurdunda rejim değiştirecek kadar güçlüymüş. Tiran Melankomas'ı, tiranlığı demokrasiye bırakmaya ikna etmiş. Ama demokrasi de hoşuna gitmemiş ve yalnızlığı yeğleyerek bir köşeye çekilmiş. Efesliler kendisinden yasalar yapmasını istediklerinde onlara karşılık bile vermemiş. Bir gün artemis tapınağında çocuklarla oynuyormuş. Kendisine şaşkınlıkla bakanlara; ' Ne şaştınız reziller! Sanki sizinle birlikte devleti yönetmek daha mı iyi ? '
Herakleitos ta miletliler gibi varlık sorununa yönelmiştir. O da , öz vafrlığın bütün değişiklikler içinde birliğini yitirmeyen o gerçek varlığın, o ana maddenin ( arkhé ) ne olduğunu araştırır. Ona göre, evrenin temel maddesi ateş'tir. Ateş, bütün varolanların ilk gerçek temelidir, bütün karşıtların birliğidir. İçinde bütün karşıtların eridiği birliktir.
Varlık sorununa verilen bu yanıtta, Miletlilerin ki ile karşılaştırılırsa pek bir yenilik bulunamaz. Burada bir madde yerine başka bir madde hava yerine ateş konulmak- tadır. Ancak, Herakleitos'un bu savını kanıtlayışı yakından incelendiğinde, onun düşüncesi ile Miletlilerinki arasında temelli bir ayrılık olduğu görülür. Miletliler ana maddeyi kalıcı, kendi kendisiyle özdeş bir şey, doğanın değişmeyen tözü sayıyorlardı. Buna karşılık Heraklit şunu belirtmekten geri kalmaz; Evren boyuna akan bir süreçtir., başı sonu belli olmayan bir değişmedir. Hiç durmayan bu değişme içinde kalan hiçbir şey yoktur. ( Panta rei = her şey akar )
Hiçbir şey kalıcı olmadığından aynı nehre iki kez girmek mümkün değildir. Çünkü ikinci seferinde dere de ben de değişmişizdir. İşte ateşin ilk madde ( arkhé ) olduğu düşünce- sine buradan varıyor. Örneğin bir tahtayı yakıp kemiren alevin yakından bakıldığında boyuna ilerliyen bir süreç olduğu görülür. Alev tahtayı boyuna yakıp kemirir, onu boyuna duman ve buğuya çevirir. Evren de böyle tükenmez bir ateştir, sürekli bir yanma sürecidir. Daha doğrusu periyodik bir süreçtir bu. Yeniden doğmak için bu böylece, nöbetleşe, dönümlü olarak, hi tükenmeden sürüp gider.
Bu sürekli oluş içinde durucu, kalıcı bir şey bulduğumuzu sanırsak, Herakleitos'a göre bu bir yanılmadır. Kalıcı bir şeyler varmış sanısına kapılmamız, değişmenin kuralsız değil de belli bir düzene, belli bir ölçü ve yasaya göre olmasından dolayıdır. Bu ölçüye Herakleitos LOGOS diyor. Evrende egemen olan yasadır; düzen ve akıldır. (logos)
Evren bize, bir yandan sürüp giden bir devinme, öbür yandan da karşıt şeylerin sonu gelmez bir savaşı olarak görünür. Bu karşıtlıklar ile bunların arasındaki savaş olmasaydı, evrende nesnelerde olmazdı. Çünkü nesneler, dönümlü ilerleyen bir yanma sürecinin evreleridir. Savaşa egemen olan yasanın karşıtları uzlaştırmasından meydana gelen uyumlardır, birliklerdir. Dolayısıyla, " savaş her şeyin babasıdır. " Savaşı kaldırırsak dünyadaki bütün şeyler de ortadan kalkar. Hiç hasta olmamışsak, sağlıklı olmanın değerini bilemezdik. Hiç aç kalmamışsak tok olmanın verdiği hazı bilemezdik.
" Dünya tektir, ne bir tanrı ne de bir insan yaratmıştır. O kendi yasasına göre tutuşan kendi yasasına göre sönen ebedi bir ateştir ve hep öyle kalacaktır. Her şey karşıtına dönüşür, soğuk sıcağa, gündüz geceye, büyük küçüğe, canlı ölüye vb. karşıtlıkların çarpışmasıdır. " Evren konusundaki bu görüş ona < diyalektik metodun babası > ünvanını verir.
"Dünyaya her zaman gerçek gerekecek. Öyleyse her zaman Herakleitos gerekecek." - ---------------Nietzsche
"Herakleitos'ta anladıklarım pe güzel. Öyle sanıyorum ki anlamadıklarımda... Bu derinliğe inebilmek için Delos'lu bir dalgıç gerek. " ---------Sokrates-------------------------